3.3.09

Harry Potter and the Prisoner of Azkaban


Harry Potter and the Prisoner of Azkaban
EA Games
2004

Baylar ve bayanlar, bilgisayar versiyonuna hasta olduğum fakat konsol versiyonunu sevemediğim oyunlar listesinden bizi selamlayan Prisoner of Azkaban'ın yazısına hoş geldiniz. Kendisi bilgisayarda en sevdiğim ve en şefkatli biçimde hatırladığım oyunlardan biriyken, aynı Chamber of Secrets'ın PS2 versiyonu gibi, GameCube'da sağolsun beni sıkıcılığı, dizayn sorunları ve en önemlisi, azalmak ne kelime, yok olan hissiyle çarpmayı başardı. En azından iyi bir yönü vardı, o sıralar oynadığım Apartment Pets kadar kötü değildi. Evet. Tek iyi yanı bu gerçekten.

F**

The Sims 2: Apartment Pets


The Sims 2: Apartment Pets
EA Games
2008

Kepazelik? Evet. Tam olarak aradığım ve söylemek istediğim kelime bu Apartment Pets hakkında. Her yere götürebileceğimiz bir Sims düşlerken elimize patlayan bu müthiş sıkıcı, müthiş sıradan ve sarsıcı derecede olağan bu oyun için söylenebilecek tek kelime bu, kepazelik. Ne detaylı bir yaratım safhası, ne simüle edilebilinecek bir yaşam.. sadece düpedüz dangalaklık bu.

F

Mamma Mia! The Movie


Mamma Mia! The Movie
Yön: Phyllida Lloyd
Oyn: Meryl Streep, Pierce Brosnan, Amanda Seyfried
2008

2007 müzikaller için mükemmel bir seneydi, hatta o kadar mükemmeldi ki, 2008 için de aynı şeyi ummak aptallık gibi gözükmüyordu. Sonra Mamma Mia geldi. Bu film, alenen ve çok garip bir şekilde, bir müzikalin nasıl kötü çekilebileceğinin en büyük kanıtı, hatta o kadar ki, her sahnesini alıp negatif ders olarak anlatabilmem mümkün. Sadece iki karakterin birbirlerine bakışlarını beş dakika boyunca statik kamerayla çekme fikri kimindi bilmiyorum, fakat işe yaramadığı çok açık. ABBA şarkıları da olmasa o kadar değersiz olacak bir film ki bu... 2007 iyiydi n'oldu 2008'e ya?

F***

Mi Kubbesi


Mi Kubbesi
Nekropsi
1995

Aah, Mi Kubbesi. Türkiye'nin muhtemelen üç progressive rock grubundan biri olan Nekropsi'nin bizi bıraktığını sandığımız albümü, uzun süredir aradığım ve çok güzel koşullarda beni bulan albüm, hakkında ne söylenebilir ki? Türkiye'den bir ezginin üstünleştirilip virtüöz seviyesiyle ileriye atılması o kadar özgürleştirici ve rahatlatıcı ki, muazzam bir güç hissediyorsunuz albümün arkasında ister istemez. Sonra suratta bir gülümsemeyle "kendi kültüründen prog çıkarsa böyle oluyormuş demek" diyorsunuz, "canterbury scene biraz daha mantıklı geliyor artık."

B**