15.1.09

Vicky Cristina Barcelona


Vicky Cristina Barcelona
Yön: Woody Allen (Match Point, Annie Hall)
Oyn: Javier Bardem, Rebecca Hall, Penelope Cruz, Scarlett Johansson
Sen: Woody Allen (Match Point, Annie Hall)
Müz: Lisanslı
ABD/İspanya
2008

Öncelikle dürüst olayım, Woody Allen'ı pek sevdiğimi söyleyemem. Match Point'in Hitchcock'umsu stilinden etkilenmem dışında hatırladığım hiçbir Allen filmine olumlu yaklaşamadım, yaklaşmak istemedim belki de. Ama Vicky Cristina Barcelona, buna rağmen, bir şekilde izlemeyi istediğim bir filmdi. Belki konusu, belki oyunculukları, belki de aldığı Altın Küre yüzünden, bir şekilde Vicky Cristina Barcelona'yı izlemek istiyordum, en sonunda da izledim. Sorumuz şu o zaman, Allen, sevdirebilecek misin hocam kendini?

Filmin konusu genel olarak Allen'ın son birkaç filminde dışına çıkmaya çalıştığı şehir nevrotizmi temasına zıt denebilecek bir seviyede ilerliyor, kendini arayan bir kız, kendini bulup sonra kaybeden bir başka kız, kendinin nerede olduğunu bilen fakat ona ulaşamayan bambaşka bir kız ve ortasında, tam olarak ne olduğunu bilen bir adam. Bunların sadece "ne istediğini bilmek" üzerine dönmeleri bile yeterince keyifli bir seyir sunabilecekken Allen'ın garip seçimleri çıkıyor karşımıza. Oyunculuklar, tek başlarına bile karakterleri inandırıcı kılabilecekken senaryonun hızı elinde baltasıyla çığlık çığlığa buna dair tüm ihtimalleri yok ediyor. Ve evet, ben biraz huysuzum filme karşı.

Javier Bardem, film içerisinde müthiş bir performansla her şeyi çözmüş adam rolünü üstleniyor, yani Bardem'in karakteri Juan Antonio asla kişisel şüpheler yaşamıyor, geri düşmüyor, tökezlemiyor. Bu, sadece bu oturmuşluk yani, kağıt üzerinde felaket sinir bozucu. Fakat Bardem'in yorumu ve gözlerinin hareketsizliği (Langella'dan sonra Bardem'in de gözlerinin dikkatimi çekmesi çok şüphelendiriyor beni) karakteri anlaşılabilir bir noktaya çekiyor, anlaşılamayacak olan, Woody Allen'ın niye beş altı filmden sonra hala Scarlett Johansson'da direttiği.

Rebecca Hall güvensizliğini ve şüphelerini, senaryonun kendi karakterine dair yaptığı yanlışlarına rağmen çok inandırıcı bir şekilde sunuyor bize, Penelope Cruz ise kusursuz. İngilizce konuştuğu sahnelerde, nadiren ekranın içindeki bir kadına baktığımızı hatırlıyoruz, onun dışındaki her saniye Cruz role inanılmaz hakim ve ne yaptığını biliyor. Fakat iş Johansson'a geldiğinde şöyle bir duruyoruz. Scarlett Johansson devamlı mistik ve seksi gözüküyor, kırık ve hatalı gözükmesi gerektiği anlarda da, şüpheli ve pişman gözükmesi gerektiği anlarda da. Karakteri senaryoda filmin en kusurlu karakteri, fakat Johansson bunu Bardem'in başarıyla kaçındığı sinir bozucu kusursuzluğa çeviriyor. 

Ama filmin genel hızı zaten kendi başına yeterince sinir bozucu. Filmin ilk yarısı siz ne olduğunu anlamadan geçiyor, giriş kısa, fakat giriş-sonrası/gelişme-öncesi hazırlık dönemi heyecan verici ve komik sahnelerle dolu. Maria Elena'nın da resme dahil olmasının ardından geçen olaylar da gerçekten ilginç ve izlenmeye değer, fakat film, bitmesi gerekenden yarım saat sonra bittiği için, ağzınızda pis bir tat bırakmaya kararlı bir film kontenjanından giriyor 2008 filmleri arasına. Son yarım saat ilk bir buçuk saatin kötü, bozulmuş ve gereksiz bir kopyası gibi, alakasız karakterler alakasız roller üstleniyor, alakalı karakterler alakasız yerlere gidiyor, her şey ilk bir buçuk saatte gördüğümüz şeylerin tekrarı olduğu için klişe kokuyor ve sıkıcılık bir şekilde filmi ortalama bir seviyeye itiveriyor. Buna senaryonun hızını alamayıp giriş/gelişme/sonuç mantığına kafa göz girişmesini de ekleyince Vicky Cristina Barcelona'nın konusuna baktığınızda aklınıza gelen akıcılığa ulaşmamak konusunda ısrar ettiğini görüyorsunuz.

Evet, Woody Allen sevmiyorum, fakat Vicky Cristina Barcelona'dan umutluydum. Javier Bardem, Rebecca Hall ve Penelope Cruz'un performansları etraflarındaki vasatlıkla muhattap olmasalardı belki şu an muhabbetimiz daha iyi olabilirdi kendisiyle. Fakat olmadı, ve ben bir sonraki Allen filmine kadar Woody Allen sevmemeye devam edecek gibi gözüküyorum.

C

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder